2 C. Aşırı Cevap...

Üçüncü ve son grup ise aşırı hassas olan yumurtalıklar. Bunlar çoğu kez sizin karşınıza gelinceye dek defalarca duymuşlardır ve teşhislerini bilirler: Polikistik Over Hastalığı... Yani bir türlü gelişip olgunlaşamayan, bu yüzden düzenli yumurtlayamayan fakat aşırı miktarda yumurta adayının bir önceki basamakta yığılıp hazır beklediği gruplardır.

Bu hastalar hem ilaca aşırı hassas, hem de kendi içlerinde bir direnç bulunduran yumurtalıkları taşımaktadırlar. Yani verilecek ilaç dozu az da gelebilir, normal de, hatta aşırı da...

Az gelse ne olur?

Ya cevap hiç gelişmez, bu sonuç nispeten az görülür. Tedavi o ay için iptal edilir.


Ya içlerinden bir yumurta gelişip diğer yumurtaları bir şekilde baskılar ve normal fizyolojide olması gerektiği gibi 'bir yumurta' gelişimi olur. Bunun tıptaki adı 'monofoliküler gelişim'dir. Bu durumda bir yumurta ile tüp bebek tedavisine devam edip yumurta toplama aşamasına geçmek yerine, tedaviyi durdurmak, o ay için tüp bebek tedavisinden vaz geçmek bir yoldur. Bir çok tüp bebek merkezi tüp bebek ücretinin bu aşamadan sonraki kısmını almaz, dolayısıyla o zamana kadar zaten ödenmiş olan takip ücreti ile işleme son verilir. Bir bakıma zararın neresinden dönersen kardır mantığı... Bu aşamada tedaviyi bırakır iken bir fırsat belki değerlendirilebilir, o da eğer spermlerde belirgin bir sorun yoksa aşılama yapılabilir. Bir yumurta gelişimi tüp bebek için yeterli olmasa da aşılama için uygun olabilir. Zaman zaman bu şekilde gebelikler elde edilebilmektedir.

Aşırı cevap gelirse ne olur?


Yumurtalıklar çok büyür. Yumurtalık uyarı ilaçları tamamlanıp durdurulduktan ve yumurtalar toplandıktan sonra bile bazı hastalarda yumurtalıklar kontrolsüz bir biçimde büyümeye devam edebilirler. Çoğu kez 8 cm den daha fazla büyüyen yumutalıkların yanı sıra karında da sıvı toplanmaya başlar. Aşırı yumurtalık uyarısı hastalığı (OHSS İngilizce Ovarian Hyper Stimulation Syndrome) denen bu durum neyse ki bir çok olguda hafif kategorisinde devam eder ve kendiliğiden geçer. Ancak bazen eşlik eden bulgular yüzünden hastaneye yatırma, hatta bazen yoğun bakım gerektirecek boyutlara ulaşabilir. Maalesef çok küçük bir oranda da olsa (milyonda 3 veya bazılarına göre 100 000'de 3 oranında) ölümle sonuçlanan olgular yaşanmıştır.

Bir kitapta okuduğum şekliyle 'hastaya da, doktora da ecel terleri döktürebilen' bu küçük ihtimal bile bir çok doktoru korkutmaya yetmekteydi. Bu korku, korkak (!) doktorların gebelik oranlarının başarılı ve cesur (!) doktorların gebelik oranlarının gerisinde kalmalarına neden oluyordu.

Oluyordu diye yazdım. Çünkü, bugün hem bu tehlikeden büyük ölçüde kaçınmak, hem de başarı oranlarını koruyabilmek için iki önemli yöntem geliştirildi ve olgunlaştırıldı.

Birinci yöntem tedavi sürecini iki ayrı bölüm şeklinde gerçekleştirmek. İlk yarıda yumurtalık uyarısını tamamlamak için standart olarak çatlatma iğnesi diye bilinen hCG'nin yerine alternatif bir çatlatma ilacı kullanmak (Agonist Triggering). Tedavinin ikinci yarısını yani, embriyo transferini başka bir aya bırakmak. Yani, elde edilen embriyoların tamamının dondurulması ve aşırı uyarılma tehlikesinin olduğu dönem geçtikten sonra transfer edilmesi (Total Embrio Freezing).

İkinci yöntem ise, yumurtalıkları tam uyarmadan, yumurtaları erkenden toplamak. Ham olarak toplanan yumurtaları laboratuvarda olgunlaştırmak. Yani in vitro matürasyon (vücut dışında olgunlaştırma)... Bu yöntemin dezavantajı bu şekilde elde edilen yumurtalarla gebelik oranlarının klasik yöntemlere göre biraz daha az olması. Avantajları ise, daha emniyetli, daha kısa süreli ve daha az ilaç kullanımı ile tamamlanabilmesi sayılabilir...

Bu yöntemlerle ve dikkatle takip yapılırsa OHSS'yi çok azaltmak mümkün. Ama yine de hiç karşılaşmamak mümkün olmayabilir... Hekim olarak büyük konuşmamak, benim başıma gelmez diye böbürlenmemek gerekir. Tecrübe konuşuyor :-). Çünkü, tıp biyolojik bir olaydır. Hiç ummadığın bir hastada yine de OHSS gelişebilir.



Neyse az oldu, çok oldu... Zayıf cevap, normal cevap, aşırı cevap bir şekilde cevap alındıysa, sıra gelir yumurtaları toplamaya...